.jpg)
EŞŞEKLER KASABASI
Yazar: Mahir ADIBEŞ: 1964 Kurcakol köyü-Bayburt doğumlu. Fırat Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi mezunu.İlk yazıları, Bayburt Postasında çıktı. 1997-2001 Ömer Seyfettin Hikaye Yarışması özendirme ödülünü aldı. Almanya’da uluslar arası hikaye yarışması Deustch Wella ödülü, 2001 yılında Tuzla Belediyesi roman yarışmasında Ateşle Dans romanıyla ödül aldı. Çocuklara yönelik hikayeler yazdı. TYB Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Eserleri: Yarenim Var Yıldızlardan (Almanca’ya da çevrildi), Gecede Sır Oldu, Merhamet Gölgeleri, Eşekler Kasabası, Eylülde Soldu Bu Çiçekler, Ateşle Dans. Çocuk kitapları: Yaz Çobanı, Taşa Atılan İmza, Taşa Vurulan Mühür, Taş Oyuncakları, Tilkili Yılan.
EŞŞEKLER KASABASI
Dizisi: Sam yay./roman dizisi
Türü: : Edebiyat / Roman
Cilt Bilgisi: Amerikan cilt
Kağıt Bilgisi: 2. Hamur
Basım Tarihi: Şubat 2014
Sayfa Sayısı: 112
Kitap Boyutları: 13,5x21 cm
ISBN No: 978-975-520-238-9
Barkod No: 9789755202389
Eşşekler Kasabası günümüzün hikâyesi.
Bu kasaba şehirlerden uzakta, ormanlarla kaplı dağlar arasında, tabiatın bozulmadığı bir vadide kurulmuş. Düzgün yolları, köprüleri yoktu. Çoğu yere patika yollarla ulaşım sağlanıyordu. Şehre giden yol ise yalnız yağmur yağmayan yaz günlerinde birkaç ay çalışıyordu. Su getirmek için her gün iki kilometre yol yürürlerdi. Kasabalılar, dünyada olan bitenden çok zaman haberleri olmazdı.
Kasabada bütün canlılar birbirini seviyordu. Kimse kimseden üstün değil, kimse kimseye hükmetmiyordu. Karşılıklı ilişkilerle hayat devam ediyordu. Bütün canlılar gelenek ve töreleriyle idare ediliyorlardı. Huzuru bozacak hiçbir hareket hoş karşılanmıyordu.
Kasabada birçok hayvan türünün yanı sıra insanlar da yaşıyordu. Vadi geniş bir mozayıka sahipti. Çok çeşitli kültür cümbüşü ve görenleri hayran bırakan bir folklor birikimiydi. Bu görüntü tablonun en güzel yanıydı. Zengin tabiatın yanı sıra, kuşundan sürüngenine kadar yüzlerce canlının yaşadığı bir hayvanlar parkı durumundaydı. Düşünsen aklın almaz, bu dar toprak parçasının bu kadar canlının yurdu olmasını...
Vadinin dört mevsimi ayrı güzeldi. Güneşin doğuşu ve batışı görülmeğe değerdi. Rüzgârın esişi, sesi, serinliği; tabiatın kokusu bile farklıydı... Gökyüzünde ayın görünüşü ve yıldızların akışı bile farklı güzeldi...
Bir yudum nefes dünyaya bedeldi...