SESİMİZİ DUYAN YOK MU?
|
SESİMİZİ DUYAN YOK MU?
Mübarek Ramazan geldi geçiyor. Senede 1 içinde olsa daha duyarlı daha yardımsever oluyoruz ya buna da şükür. Ben de her Ramazanda olduğu gibi Kimsesizlere KİMSE olabilme İNSAN kalabilme mücadelemi sürdürüyorum.
Bu Ramazanda beni her şeyden çok etkileyen bir olayı sizlerle paylaşmak boynumun borcu..Güler ÖZDEMİR 49 yaşında tam 179 Kğ.lık obez bir anne.Salihli Yılmaz mahallemizde bağ evinde yaşamaya çalışıyor. 11 yaşındaki kızı Ayşe; onun eli, ayağı, gözü, kulağı...
4.5 yıldır ayağa kalkamayan Güler yüzünden Ayşe evde hapis. Çünkü annesine bakmak zorunda. Hal böyle olunca da okuluna da gidemiyor. Hafif zekâ engeli de olan Ayşe okuldan da uzaklaşınca her şeyi unutmuş durumda.
Minik Ayşe bunaldığı zaman balkona çıkıp dağlara ve bağlara bakıyor. Onun arkadaşları var da YOK… Annesini bırakıp dışarı gidemiyor. Yaşıtları şık giysiler içinde, oyun oynayıp bilgisayarda, telefonda çetleşirken onun hiçbir şeyi yok… Ayşe bu yaşta yalnız,yorgun hayattan bezmiş.Yarınlarını düşünemiyor bile…,
Evde nereye baksa yokluk… Evleri pislik içersinde. Ayşe yetemiyor. O küçük yaşında üzerine yüklenen yükün ağırlığı altında ezilmiş şamar oğlanı olmuş. Anne bir şey yapmadıkça Ayşe’ye sarıyor.” Derici sevdiği deriyi çarpa çarpa adam edermiş” ya annede aynı çaresizlikte hıncını, öfkesini, çaresizliğini, yalnızlığını, yokluğun acısını Ayşe’ye yüklenerek alıyor.
Güler ÖZDEMİR’ dE astım ve kalp, tansiyon hastalıkları var. Ama tedavi olamıyor. Çünkü evden çıkamıyor. Evden çıkabilmesi için bir araca ihtiyacı var. Bu ya bir ambulans olacak ya da minibüs… (Çünkü başka araca sığmıyor)
Eşinin at arabası var. Onunla hurda toplayıp satıyor ki evine ekmek getirebilsin. Evleri kira. Anneye bakmak minik Ayşe’nin boynuna borç. Evi temizlemek, yemek, çamaşır, bulaşıkta… 11 yaşındaki bir çocuk ne iş kadar yaparsa, o da o kadar yapıyor. Ev tam bir çöp ev. Bir hayvan bağlansa hastalık kapar.
Ayşe’nin kurtulması için okuması lazım. Ayşe’nin okuması için; annesinin evden çıkıp, tedavi görmesi, kendine yetmesi lazım. Bunun içinde her şeyden önce evden çıkması lazım.
Günlerdir araştırıyorum. Onu taşıyabilecek donanımlı bir engelli sandalye fiyatı 11.500 TL . Bunu almaya güç yok. Ben anneye maaş bağlanabilmesi için, engelli raporu almaya uğraşıyorum. Ama oradan gelecek para ancak ekmek paraları.
Hemen hemen her akşam ilçemizde iftar sofraları kuruluyor. Zengin, fakir, oruç veya değil birçok kişi karın doyuruyor ne güzel de, bu aile gibi nice ailemiz var Salihli’de. Keşke bu iftar paraları ile gerçekten yoksul insanlarımızın bir yıllık gıda ihtiyaçları sağlansa… Senede de 1 ay değil, 12 ay yoksul insanımızın karnı doysa.
Ben kafama koydum dostlar. Bunun adına “dilencilik” deyin,”yüzsüzlük” deyin “yardımseverlik” deyin, ne derseniz deyin ama ben bir anneyi, bir çocuğu, bir aileyi kurtarmak, onlara gerçek bir bayram sevinci yaşatmanın ötesinde her gün o sevinçle güne uyandırıp, hayır dualarını almak istiyorum.
Damlaya damlaya GÖL olur.11.500 Tl. çok para ama çok değil. Gönlünüzden ne koparsa katkıda bulunun. Güler’imin adı gibi yüzü gülsün artık.Güler’im tedavisini olsun. Evinden dışarı çıkıp insan yüzü görsün.
Ayşe’m şimdi umutla kendilerine uzanacak elleri bekliyor. Anne arabasına kavuşursa Ayşem’e vakit kalacak. Ayşe’m okula gidecek. Arkadaşlarına kavuşacak. Ben engelliler dernek başkanı ve bir gazeteci olarak üzerime düşeni yapmaya hazırım. Peki ya sizler.
Sizlere diyorum huuuu. Sesimizi duyan bana gelsin…!
Katkıda bulunmak isterseniz TT POSTAÇEK NO:05374292
Gülgün Yalvaç
Gazeteci/Yazar 28 Temmuz 2014