GÜLEN YÜZÜ GÜLMEZ OLDU
07 Temmuz 2016
"Anne odam karışık, güzel değil. Mobilyaların yerlerini değiştirelim mi?" dedi.
Mutalib.
"Evet değiştirelim. Bana yardımcı olursun değil mi?"
'Mutalib odasında hep yalnız. Bu oda onun küçük dünyası. Dışarısı, içerisi bu oda'da. Her isteği burada bulunmalı' diye düşündü Aylin.
Küçük yaşta babası öldü. Babası ölünce çevresindekilerde öldü. Dünya küçüldü Aylin ve Mutalib için.
Aylin tek başına kaldı biricik oğlu Mutalib'le. Oğluna baktıkça Morg’daki "veda gününü" hatırlar. Babasını çok seviyordu. Babası eve gelince gözleri gülüyordu ona gitmek için kollarını uzatırdı.
Henüz daha bir kaç aylıkken "Baba baba" diyordu. İki ay sonra babası öldü.
Anne Aylin: 'Oğlum babasından veda etmeli. Onu son kez görmeli' diye götürmüştü Morg'a. Aklıyla iyi yaptığını düşündü. Bilmiyordu ki bu "veda günü" oğlunun hayatını değiştirecekti.
Morg'a geldiklerinde o kısa koridor yürü yürü bitmiyordu. Uzun karanlık loş ışıklı bir tüneldi sanki. Buğrasına gidiyordu. Ne hayaller kurmuştu. Buğrahan, oğlunu ve eşini gördüğün de dayanamayıp kalkacaktı ölüm yatağından çünkü bir seferinde "benim ölüm size yeter" demişti.
Nihayet Buğranın yattığı odaya gelmişlerdi. Yüksek bir sedirin üstünde. Beyaz çarşaf örtülüydü. Loş bir ışık vardı suratında. Sanki uyuyordu orada. Sanki bir acısı vardı. Üzgün gibiydi. Gözleri çabalıyor ama açılmıyordu. "Buğram ölmemiş! Yaşıyor! Bakın. ..Bakın. .Gözleri kıpırıyor!"
Sevinmeye başlamıştı Aylin.
"Lambanın sıcağından eriyor vücudu. Buzluktan çıkardık. Umutlanma kendini üzme" dedi Morg bekçisi. Aylin’in umudu yıkılmıştı. Çocuk kucağında olduğu için düşmemek için kendini zorluyordu.
Aylin kucağında oğluyla Buğrahan'a yaklaştı. Gözlerinden boncuk boncuk yaşlar akıyordu. Buğrası rüyasında "ziyaretime gelmiyorsun" diye isyan etmişti. Zorla bir randevu almışlardı bu yüzden.
Mutalib babasını görünce çok sevinmişti. Gözler gülüyor ağzı ta kulaklarına geliyordu. Babasına kollarını uzattı. "Beni al" dercesine.
Baba orada kıpırdamadan yatmaktaydı. Mutalib bu duruma çok üzülmüştü. Gülen yüzü gülmez oldu. Gözlerinde ki yıldız birden söndü. Kolunu, babasına bakarak, geri çekti ve sustu.
Aylin bu olayı hiç unutamadı. Oğlu kocaman olmasına rağmen bu onun ne aklından çıktı. . Ne beyninden silindi. Mutalib’ini bu odada yalnız gördükçe bunlar tekrar tekrar canlanıyordu.
Aylin dolabın yerini değiştirmek için kapının arkasına çekmişti. Mutalib elinde bir fincan kahve ile odaya girmek için kapıyı sertçe açmak istedi. Kapı dolaba çarpınca, Mutalibin burnuna çarptı kapı. Çok hızlı çarpmıştı. Mutalib burnunu tutarak inliyordu.
"Mutalib! Mutalib.. Oğlum. .. Nasılsın canım? Canın çok yanıyor mu?"
"Anneeee bana bir şey o....!" diyerek düşmeye başladı. Yere yığıldı o koca vücut. Kollar düştü. Gözler yavaştan kapandı. Burnundan ağzından kan akmaya başladı.
Aylin bir an şok oldu. Dondu kaldı. Gözlerinin önünde Buğranın kanlar içinde öldüğü an geldi. Ardından biricik oğluyla yaşadıkları bir şerit gibi geçti. Üç yaşındayken hastalanmış tı. Gün boyu komada kalmıştı. Aylin çok acı çekmişti. "Eşim vefat etti, beni terk etti. Oğlum terk edemez" demişti. Kapıda oğlunu beklerken, dualar ederken gözü daldı o hafif uykusunda rüya gördü. Rüyasında Buğrahan gelmiş Mutalibe can vermişti ve oğlu canlanmıştı ölüm yatağından.
Birden sıçrayarak uyandı içeri girdi. Doktor oğlunun yanındaydı ve gülüyordu. “Gözün aydın, oğlun uyandı.”
Aylin şok olduğu andan birden kendine geldi. Oğlu yerde halen yatıyor. Gözler kapalı. Burnundan ve ağzından kan akmış. Hemen eğildi. "Oğlum, Oğlum kalk kalk uyan" dedi... Mutalib’de bir hareket yoktu. İçi yandı ateş düştü bağrına. Bağırmaya başladı. Mutalibiiiiim....! Ölme yavruuuum. .!
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere hoşça kalın, sağlıcakla kalın.
Yazar-Ressam Latife Uğur TURKİ 07 Temmuz 2016
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YA RASULALLAH
İFTAR YEMEĞİ
KATİLE MEKTUP
ACI YİRMİ ÜÇ YAŞINDA!
HASRET KALDIK YÜREĞİ GÜZEL İNSANLARA
GÜLEN YÜZÜ GÜLMEZ OLDU
DİLE KOLAY ÜMİT GİDELİ 26 SENE OLDU