Kütahya İl sınırları içerisinde Murat ve Şaphane Dağları’ndan doğup, Foça ile Çamaltı Tuzlası arasından İzmir Körfezi’ne dökülen Gediz Nehri’nin gizemli yolcuğu temiz başlıyor kirli olarak devam ediyor. Gema Vakfı Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu,”Gediz temiz doğuyor, kirli akıyor”dedi.
Salihli-MANİSA 6 Temmuz 2018 // Haber // Süleyman Arasan // 1481
Murat Dağı eteklerinden başlayıp, İzmir Menemen’e kadar devam eden Gediz Nehri’nin 401 kilometrelik yolculuğu temiz başlıyor. Gediz Nehrini besleyen büyük ve küçük derelerin suları tertemiz ve içilebilecek nitelikte. Bu yolculuk sürecinde Gediz Nehri’nde kirlilik artarak devam ediyor. Gema Vakfı Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu,”Gediz temiz doğuyor, kirli akıyor”dedi. Gediz Havzası Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma Çevre ve Kalkınma Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlukonu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada,”Gediz Nehri, Kütahya İl sınırları içerisinde Murat ve Şaphane Dağları’ndan doğup, Foça ile Çamaltı Tuzlası arasından İzmir Körfezi’ne dökülür. Havza alanı 17.500 km² olup Gediz Nehri’nin ana kol uzunluğu 401 km’dir. Gediz nehrini besleyen büyük ve küçük derelerin suları tertemiz. İçilebilecek nitelikte. Gema Vakfı olarak Çevreye olan duyarlılığımızı ön planda tutuyoruz bu konuda Gediz Nehri’nin bu gizemli yolculuğunun geçtiği bölgede yer alan il ve ilçelerin aynı duyarlılığı göstermelerini bekliyoruz”dedi. Kütahya ili Murat Dağı eteklerinden doğup Uşak, Manisa ve İzmir illerinden geçerek İzmir'in Menemen ve Foça ilçeleri arasında denize dökülen 401 kilometre uzunluğundaki Gediz Nehri’nin, Ege Bölgesi için hayati önem taşımakta olduğunu belirten Kilimcigöldelioğlu,” Uşak-Kütahya il sınırında yer alan Murat Dağı yöredeki dört büyük su kaynağı olan Büyük Menderes, Gediz, Porsuk ve Banaz Çayı’nın da doğduğu yer. Bu nehirlerin suladığı Büyük Menderes, Çivril, Denizli, Aydın, Söke, Gediz, Alaşehir, Salihli, Turgutlu, Manisa ve Bakırçay havzaları Ege bölgesinin en önemli tarım merkezleri durumunda. Gediz Nehri'nin hayat verdiği 521 bin hektarlık tarıma elverişli alana sahip olan Gediz Havzası ülkemiz tarımsal ürün potansiyeli, verimli, geniş, sulanabilir ovaları ve doğal zenginlikleri bakımından Türkiye’nin önde gelen havzalarından birisidir. Bugün için Gediz havzasının en önemli sorunu ekolojik kirliliktir. Gediz Nehri, geçmekte olduğu yerleşim birimlerinde bulunan organize sanayi bölgelerinin ve sanayi tesislerinin endüstriyel zehirli atıkları ve akarsu boyunda bulunan yerleşim birimlerinin kanalizasyon atıklarının arıtılmadan nehre deşarj edilmesi, bilinçsiz tarım ilaçları ve kimyevi gübre kullanımı ile âdeta yok edilmektedir”dedi.
GEDİZ NEHRİNİN EN ÇOK KİRLENDİĞİ BÖLGEDEN BİRİ ALAŞEHİR ÇAYI
Gediz Nehrinin en çok kirlendiği bölgeden birinin Alaşehir Çayı olduğunu belirten Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma Vakfı (Gema)Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu," Sarıgöl’de arıtma Tesisi yok. Alaşehir’de arıtma tesisi var. Ancak çok eski bir tesis olması nedeniyle yeterli çalışmıyor. Yeni projenin hayata geçirileceği belirtiliyor. Alaşehir çayı, güzergâhında bulunan iki ilçe ve bu ilçelere bağlı belde ve köylerin evsel atıkları ile işletmelerin kimyasal atıkları nedeniyle aşırı derecede kirli akıyor” dedi. “Sadece Alaşehir Çayı değil Nif Çayı da kirli akıyor” Gediz Nehrinin Alaşehir Çayı’ndan sonra en çok kirlendiği bölgenin Nif Çayı olduğunu belirten Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma Vakfı (Gema)Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu,”Gediz Nehrine sadece Alaşehir Çayı değil Nif Çayı da kirli akıyor. Gediz Nehrinde yaşanan kirliliğin, bölgede 30’a yakın arıtma tesisi kurularak çözüleceğine inanmıyoruz. Dünya ‘da böyle bir sistem yok. İzmir, Manisa, Kütahya ve Uşak İllerinin ve bu illere bağlı ilçeler ile Belde ve köylerin evsel atıkları, Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren işletmeler ve fabrikaların tüm atıkları Gediz nehrine akıtıldığını görmekteyiz bu çok yanlış. Bize göre Organize Sanayi Bölgeleri ve Belediyeler arıtma tesisi yapsa da soruna çözüm bulması mümkün değil. ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde 1962 ile 1970 yılları arasında nehirler ve göller üzerinde çalışmalar yapıldı. Proje kapsamında nehirler ve göllerin temizliği yapıldı. Bugün gelinen noktada nehirlere ve göllere evsel ve sanayi atıkları dökülmesi yasaktır. Bu ülkeler de çok büyük cezai işlem uygulanmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Valilikler, Evsel ve sanayi atıklarını akıtarak Gediz nehrini kirleten kurum ve kuruluşlara cezai işlem uygulamalıdır. Uygulanacak cezai işlemlerde çok büyük olmalıdır. Türkiye’de ilk defa Ergene Havzası Yönetimi ile ilgili başlatılan çalışmanın Gediz Havzası’na da başlatılması gerekir. Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma Vakfı olarak Gediz Nehrine paralel atık su kanalı yapılarak, temiz ve berrak akmasını istiyoruz. Alaşehir çayından su numunesi alarak kirlilik ile ilgili tahliller yaptırdık. Nif Çayı, Kum Çayı, Karaçay, Emiralem ve Gediz Nehrinin son noktası olan Maltepe’den su numunesi alarak Gediz Nehri ile ilgili tahliller yaptıracağız. Tahlillerin sonuçlarını da ilgili Bakanlıklara, Bölge Milletvekillerine, Valiliklere ve Belediyelere sunacağız. Ayrıca Cumhurbaşkanımızdan randevu talep ederek ziyarette bulunacağız. Gema Vakfı olarak hazırladığımız raporları sunup Gediz Nehrinde yaşanan kirliliğe çözüm getirilmesi konusunda gerekli çalışmaların başlatılmasını isteyeceğiz” dedi. “ Murat Dağı’na ismini veren türbe Murat Dede” Ege Bölgesi için hayati önem taşımakta. Gediz, Gediz nehri’nin doğduğu bölge olan Murat Dağının zirvesinde yer alan Murat Dede türbesi ise ziyaretçi akınına uğruyor. Murat Dağına ismini veren Murat dede Türbesi ile ilgili bilgilerin yer aldığı yazı türbe girişinde yer almaktadır. Bilgilendirme yazısında şu sözler yer alıyor,“Burada asıl adı Kara Bali olan Murat Gazi yatar." O, Türkistan’dan Anadolu’ya göçüp gelen, nice uygarlıkların yeşerip boy attığı bu toprakları Türk Yurdu haline getirmek için savaşırken oracıkta canını veren binlerce şehidimizin biridir. O’nun destanının Kişiliğinin dağı saran ışığında, Türkmen savaşçılarının şehitliğe yücelişini görürsünüz. Murat Dede Germiyanoğulları’nın fetihlerine katılmış, savaş meydanlarında unutulmaz kahramanlıklar göstermiş, bilge bir efendi. Dindymon çarpışmaları bütün hızıyla sürüyor, Murat Gazi düşman saflarına dalıp, her girdiği safı darmadağın ediyordu. Nasıl olduysa oldu, bir düşman kılıcıyla ölümcül bir yara alıverdi… Bir anda ortalık karışmış, gaziler Murat Gazi’yi çatışma alanının dışına çıkarmışlardı. Başına toplanan Gaziler çırpınıyor, derin kılıç yarasını tımar için “birazcık su olsaydı” diye çaresizce çevreye bakıp, su için Yüce Yaradan’a yakarıyordu. Umutların söndüğü, çaresizliğin doruğunda, sırlar âleminin derinliklerinden gelir gibi su şırıltısı duyuluverdi. Kayaların arasından fışkıran su buharları çağıldıyor, her şeye gücü yeten Yüce Yaradan, Türkmen savaşçılarına âdeta bir fetih müjdesi veriyordu. Gaziler, gönüllerinde Allah sevgisi, dudaklarında şükran dualarıyla bir suya, bir Murat Gazi’ye koşuyor, gazilerini yaşatmaya çalışıyordu. Oysa o sırada, Murat Gazi de şehitliğe, o yüce makama koşuyordu. Çünkü O seçilmişlerdendi. Tam o sırada kardeşi de, dağın başka bir yerinde, çıplak sarp tepenin birinde şehâdet şerbetini yudumluyordu Sonra, iki aziz şehidin bedenleri yan yana geldi. Kardeşi şehitliğin gurur ve sevincini Murat Gaziyle paylaşmak istemişti. Aslında, bu iki şehidin bayramıydı. Cennetin kokusunu duyuyorlardı. Murat Gazi her şehidin makamının kanının aktığı yer olması gereğine inandığı için kardeşine: Be hey fikirsiz! Nerede şehit olduysan, var oraya git. Senin makamın orasıdır diyerek kardeşini o çıplak tepenin dibine gönderdi. Murat Gazi’yi hemen oraya, şehit düştüğü yere kardeşini de o çıplak tepenin dibine gömdüler. O yüzden, buraya yatan Murat Gazi’nin adı bu dağa verilmiştir. İki şehidin de ruhları şâd olsun. Dualarınızı esirgemeyin.”
Bugün 990280 ziyaretçi (2592203 klik) kişi burdaydı!
“TogaMedya doğru, dürüst, şeffaf gazetecilik”
TÜRKİYE
<
Toga Medya Editörü / Wie is de editor van TogaMedya